
Hekim kalitesinin gayet başarılı olduğu ülkemizde yurt dışından gelen yoğun taleplere cevap verebilen muhtelif kliniklere her şehrimizde sahip olmanın gururunu ve başarısını yaşıyorum.
Nihat Bey öncelikle okuyucularımız sizi tanıyabilir mi?
Nihat Tanfer; 1951 yılında Ankara’da doğdum. Merhum KBB mütehassısı Operatör Dr. M. Nedret Tanfer ve kendisi de hemşire olan annemin oğluyum. İlk, orta ve lise öğrenimimi İstanbul Işık Lisesi’nde tamamlayıp 1974 yılında Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinden mezun oldum.
1975-1981 İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Diş Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Doktora (Dr. Med. Dent.)
1981 Estetik Ağız Cerrahı Merkezi (Tanfer Klinik) Kurucusu
1985 Accademia Italiana Degli Impianti (A.I.D.I)
1990 Dental Institute, University of Frankfurt International Cere Course
1989 International Hospital Diş Polikliniği Kuruculuğu-Bölüm Başkanlığı yaptım.
Diş doktoru olmaya nasıl karar verdiniz? İyi bir diş doktoru sizce nasıl olmalıdır?
Ben KBB doktoru olmayı düşünüyordum ama o zaman ki yaşam şartları ve benimle ilgili şartlar o kadar uzun bir ihtisas süreci olmadığından sadece hekimlik değil ne yazık ki. Diş hekimliğini 6 senede bitirip meslek hayatıma başlamamı uygun gördüm.
Amacım başından beri Ağız Diş ve Çene hastalıkları cerrahisi konusunda dünya standardında uygulamalar yapan bir klinik çalışması haline gelmekti. Bu amacımı bitirip mesleki doktoramı yaparak klinik kurdum. 1981 yılında Dr. Med. Dent. oldum.
Bence iyi bir diş doktoru etik kurallara riayet eden, hastasını kendi akrabası ve yakını gibi görme özelliğine sahip, dünyadaki ekonomik konjonktüre uygun hareket eden ve hijyen konusunda son derece dikkatli birisi olmak zorundadır.
YÖK kararı sonucu Doç. unv. vazgeçerek klinik açtım…
Bence iyi bir doktor etik kurallara riayet eden, hastasını kendi akrabası ve yakını görme özelliğine sahip, dünyadaki ekonomik koşullar ve hastanın ödeme limitleri konusunda son derece dikkatli olması gereken biridir.
Bunun yanı sıra kullanılan alet ve ekipmanların dünya standartlarına uygun ve kaliteli olması; uygulamaların o standarda tamamlayan bir hekim olmalıdır.
Ağız Diş ve Çene Cerrahisi uygulamaları nelerdir? Kliniğinizde hangi uygulamaları yapıyorsunuz?
Ağız Diş ve Çene Cerrahisi bir insanın ağız içerisindeki diş, diş eti, dil, damak içerisinde oluşmuş olan patolojik oluşumları ortadan kaldırmaya yönelik çalışan önemli bir branştır.
Bu uygulamalar içinde gömük diş çekimi, sinüs operasyonları, diş eti operasyonları, çene kemiğinde oluşmuş olan kist tümör oluşumları, çene kırıkları ve son zamanlarda uygulamasını yaptığımız 3 boyutlu kemik augmentasyonları Box Teknik operasyonu ile kliniğimizde 1985 yılından beri implant uygulamalarıyla birlikte yapılmaktadır.
Türkiye’de pek çok ilke imza atarak 1986 yılında ithalat dahi ilk implant uygulamasını yapınız, Türkiye’de şu anda Diş sağlığında son trendler hakkında bize göre öne çıkan neler?
Öncelikle her zaman daha göre diş hekimliğinde metalik olmayan, gerek alet ekipman noktasında gerekse de dolgu malzemesi uygulamaları açısından. Hekim kalitesi açısından seçici, bilinçli ve ne istediğini bilen hasta sayısı özellikle yurt dışı seyahatlerinin artmasıyla birlikte her geçen gün artmakta ve bu durum memnuniyet ve başarısını yaşıyorum.
Dünya’da da sayılı klinikte yapılan “BOX TECHNİQUE” operasyonu Türkiye’de sadece Tanfer Klinik’te sizin tarafınızdan uygulanmaktadır. Bu uygulama hakkında bilgi verir misiniz?
Box teknik operasyonu, 2012 yılında benim ve Dr. Andrea Menoni ile birlikte hazırlayıp geliştirdiğim bir operasyondur. Bu operasyonun özelliği üç boyutlu kemik yaparak, implant yapılamayan hastalarda sabit protez imkanı sunmak amacıyla hazırlanan, sadece PLA (polilaktik Asit) plaklar ile kemik duvarları oluşturulmakta, hastanın vücut proteini yurt dışından temin ederek kemik greftleri ile tüm uygulamalarda 1. günden; 6 ay sonrasında da bölge kaybı düzeltilerek implantın uygulanabilmesini mümkün hale getirmektedir.
Ancak sonrasında da implant uygulaması yapılacak hastalara kendilerinin sabit protez yapma imkanı doğmaktadır.
Uzun süreli sağlıklı dişler için neler yapılmalıdır?
Günde en az 2 kere diş fırçalanmalıdır. 6-8 ayda bir mutlaka doktor kontrolüne gidilmelidir. Gerekiyorsa diş taşı temizliği yapılmalıdır. Diş ipi kesinlikle çekilmelidir. Çekilmedikçe de hijyene özellikle dikkat edilmelidir.
Diş ipi kullanmama özensiz diş fırçalama sağlıksız beslenmeye dikkat edilmelidir.
Diş sağlığına verilen önem yurt dışına göre ülkemizde ne durumda?
Bundan önceki yıllar, son 50 seneyi göz önünde bulundurursak ağız sağlığına verilen önem, yapılmış olduğumuz TV programları ve insanların anladığı uygulamalarla görevi sadece şişeleme büyük ölçüde aşılmış durumdadır.
Genç meslektaşlarınıza neler tavsiye edersiniz?
Genç meslektaşlarım öncelikle çok ciddi bir teorik bilgi sahibi olmalı, ondan sonra da diş hekimliğinin bir üst çıta mesleği olduğunu bilmelidir. Sağlık ve beslenme klinikte belli bir süre eğitim almalarını ve manipülasyon kabiliyetlerini geliştirmesini tavsiye ederim.
Hasta ve Doktor arasındaki güvenin önemi sizce nedir?
Hastalar canlarını teslim edeceği doktorda belli özellikler arar. Bunların başında; doktorun tecrübesi, hastaya yaklaşımı, diyaloğu ve doktorun fiziki yapısı gelir. Bu yapıya göre tatlı bir doktorun izahının doğru olmasına göre hasta doktora itibar eder. Ancak ondan sonra yapılan işlemler doğru sonuçlar verir.
Bir Diş Doktoru olarak yapmayı planladığınız hedefleriniz var mı? Varsa nelerdir?
Bir diş doktoru olarak yapmayı planladığım bütün hedefleri gerçekleştirmiş olmanın verdiği mutluluk içerisindeyim.
Benden sonra devam edecek Tanfer Klinik, sabit kadrosuyla Dr. Cemile ERDEMİR ile beraber 20 senedir yönettiğimiz ve benden sonra da aynı disiplini ve aynı format içerisinde devam edecektir. Yetiştirdiğimiz ekip arkadaşlarımızın uzun yıllardır bizlerle beraber ve disiplinli olarak çalışmaya devam ediyorlar.
Tanfer Klinik’ten sonra kurduğumuz TANFER Hastanesi ve Tanfer Health & Aesthetic merkezimiz İstanbul’da çalışmalarına devam ediyor. Sağlık turizmi ile ülkemize döviz kazandırmaya devam ediyoruz. Bodrum’da inşaatını bitirmekle olduğumuz 3.000 m2 kapalı alana sahip TANFER Rehabilitasyon Merkezi’ni açmayı hedefliyorum. Herkesi hangi bir el olmadığında takdirde 2026 yılında dünya standartlarının üzerinde bir rehabilitasyon merkezini hem sağlık turizmine hem de ülkemize kazandırmayı planlıyorum.